Asia Times: Trump, Rusya ve Çin ittifakını bozabilecek mi?

Trump, Ukrayna'nın geleceğini Rusya-Çin ittifakına kurban mı edecek? ABD'nin Rusya ve Çin ittifakını bozma stratejisi başarılı olabilecek mi?

1. resim

Kanada merkezli yayın organlarından Asia Times'da, Trump'ın özellikle Ukrayna süreci üzerinden izlediği Rusya ve Çin politikasının geleceğinin ve olası sonuçların değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.

Trump'ın Rusya'ya yönelik son diplomatik atağının, Amerika'nın Moskova'yı Pekin'den uzaklaştırma çabasının ilk adımı olduğu tespiti yapıldığı belirtilen analizde, Trump'ın bu hamlesinin avantajları kadar büyük riskleri de içerisinde barındırdığı belirtildi.

Analizde ayrıca; Trump'ın özellikle Ukrayna konusunda Rusya'ya vereceği tavizlerin, ABD için gelecekte ortaya çıkarabileceği risklere dair değerlendirmeler yapıldı.

İşte Asia Times'da yayınlanan analiz:

Ekim 2024'te o zaman daha başkan adayı olan Donald Trump; “Asla olmasını istemediğiniz tek şey, Rusya ve Çin'in birleşmesidir.” açıklamasında bulunmuştu.

Bu açıklama ışığında bakıldığında; Trump'ın Rusya'ya yönelik son diplomatik atağı ve Washington ile Kiev arasında büyüyen çatlak, Amerika'nın Moskova'yı Pekin'den uzaklaştırma çabasının ilk adımı olabilir.

Tüm sakıncalarına rağmen Rusya'yı Çin'den uzaklaştırmak için uzlaştırma fikri stratejik açıdan mantıklı görülebilir.

Zira bu hamle, bazılarının Pekin ve Moskova arasındaki “yarı ittifak” olarak adlandırdığı durumu zayıflatmaya yardımcı olurken Washington'un dikkatini ve kaynaklarını Çin'le olan rekabetine odaklamasını sağlayacaktır.

Bu, Henry Kissinger'ın 1970'lerin başında Moskova'yı izole etmek için Pekin ile yakınlaşmayı kolaylaştırdığı Soğuk Savaş başarısının tersi olacaktır.

Ancak mevcut koşullar Çin ve Rusya'nın arasını açmayı başarma olasılığını düşük ve bunu denemenin maliyeti yüksek olabilir.

Rusya ve Çin ilişkilerini neler bekliyor?

İlişkilerdeki huzursuzluklara rağmen Rusya, Çin'in sağladığı faydalardan kolayca vazgeçmeyecektir.

Moskova'nın en güçlü savunma ortağı ve önde gelen ticaret ortağı olmasının yanı sıra Pekin, Rusya'nın Batı'ya karşı ideolojik düşmanlığını da paylaşıyor. Çin Batı'nın yaptırımlardan kaçınmak için Rusya'ya uluslararası işlemleri dolarsızlaştırmasına yardımcı oluyor ve ayakta kalmasına yardımcı oluyor.

Dahası Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında alışılmadık derecede güçlü bir kişisel ilişki var.

Ukrayna'daki çatışma Rusya'nın Çin'e olan bağımlılığını önemli ölçüde derinleştirmiş olsa da, iki ülke 1980'lerin ortalarından beri bağlarını güçlendiriyor ve Rusya'nın 2014'te Kırım'ı işgalinden çok önce de yakın ortaklar haline geldiler.

Yine de Washington'un müzakere masasında Moskova'ya sunabileceği pek çok şey var. Ukrayna'ya toprak bırakması ve ateşkesi kabul etmesi için baskı yapabilir, Kiev'in NATO'ya katılmasını engelleyebilir ve Rusya'ya uygulanan ekonomik yaptırımları kaldırabilir. Nitekim Trump'da bu maddeler üzerinden hareket ediyor gibi görülüyor.

Diğer yandan Moskova'nın yaptırımların hafifletilmesi karşılığında Pekin ile ilişkilerini ipotek altına alması ise pek olası değil.

Bu nedenle bazıları Çin ile Rusya'nın arasını açmanın başarısızlığa mahkum olduğunu ve buna teşebbüs bile edilmemesi gerektiğini savunuyor.

Trump'ın gözden kaçırdığı durum ise şu: Kissinger, aralarındaki ayrılıktan faydalanmadan önce Soğuk Savaş yıllarında Çin ve Rusya arasındaki gerilimin artmasına yardımcı olmak için “havuçları” değil “sopaları” kullanmıştı. Trump ise tam tersini yapmak istiyor.

Dengeler

Ukrayna'daki çatışma Putin için hayati bir çıkar haline gelirken, Çin için uzun vadede bir baş belası haline gelebilirdi. Zira Çin, Tayvan'a odaklanmak istiyor.

Pekin'in Rusya'nın yenilgiden kaçınmasına yardımcı olmak gibi bir çıkarı var ancak Moskova adına büyük maliyetlere katlanmak istemiyor.

Çin'in ölümcül yardım sağlamaktan büyük ölçüde kaçınmasının, yaptırım uygulanan Rus enerji tankerlerini büyük limanlarından men etmesinin ve özellikle finans kuruluşlarına yönelik ABD yaptırımlarından kaçmanın yeni yollarını bulmasının nedeni budur.

Çin ve Rusya üzerindeki baskının artması, ikisi arasında daha sonra müzakere masasında istismar edilebilecek bir sürtüşme yaratacaktır.

Sonuç olarak zayıf bir seçenek olsa da; tüm bu dengeler ışığında Washington'un Pekin'le rekabetinde, Kissinger'ın Sovyetlerle rekabette uyguladığı türden bir yaklaşım, ABD'ye büyük stratejik getiriler sağlayabilir.

Kaynaklar

Tartışma