Observer Research Foundation: ABD küresel rolünü kayıp mı ediyor?

Dünyadaki neredeyse her aktör, Amerika'nın küresel rolünü yeniden değerlendiriyor! Peki küresel güç mücadelesinin yapısındaki değişiklik yeni bir küresel düzen mi doğuracak?

1. resim

Hindistan merkezli düşünce kuruluşlarından Observer Research Foundation'da Trump'ın yeniden Beyaz Saray'a dönüşünün ardından Filistin-İsrail ve Ukrayna-Rusya savaşı başta olmak üzere attığı küresel adımların etkilerinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.

Trump'ın yeni başkanlık döneminde, özellikle Filistin-İsrail ve Ukrayna-Rusya savaşları ile ilgili izlediği stratejinin Avrupa Briliği ülkelerinden Ortadoğu ve Körfez bölgesine kadar çok sayıda alandaki aktörleri hareket geçirdiği belirtilen analizde, dünyadaki neredeyse her aktörün, Amerika'nın küresel rolünü yeniden değerlendirdiği tespiti yapıldı.

Analizde ayrıca, ABD'nin önümüzdeki dönemdeki küresel rolü ve dünyadaki küresel rekabetteki değişimlerin geleceğine dair öngörülere yer verildi.

İşte Observer Research Foundation'da yayınlanan analiz:

Dünya liderleri geçtiğimiz günlerde Avrupa'nın en önemli yıllık güvenlik konferansı için Almanya'nın Münih kentinde bir araya gelirken, ABD Başkanı Donald Trump'ı yatıştırmak, memnun etmek ve idare etmek en önemli gündem maddeleriydi.

Trump'ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i telefonla araması, ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance'in Avrupa'ya ve dolayısıyla Atlantik ötesi ittifakların doğasına meydan okuyan yıkıcı konuşması ve Ukrayna'daki çatışmanın sona erdirilmesine yönelik talepler büyük bir telaş yaşanmasına neden oldu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov'un Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da gerçekleştirdikleri buzları eriten görüşmenin ardından Rusya ve ABD Ukrayna konusunda ilk istişarelere başlamaya hazırlanıyor.

Görüşme Suudi Arabistan'da gerçekleşirken, Orta Doğu'daki aktörler ve Körfez güçleri de bir süredir jeopolitiklerini yeniden konumlandırıyor. Bu süreç Trump'ın Beyaz Saray'a dönüşünden çok daha önce, hatta Rusya'nın Ukrayna'ya karşı savaşından bile önce başlamıştı.

Bu değişimin köklerinde ise iki ana gerçeklik yatıyor.

Birincisi, küresel güç mücadelesinin yapısındaki değişiklik. Yani ABD ve Çin arasındaki iki kutuplu rekabet ve kendi çıkarlarını güvence altına almak ve Washington-Pekin dinamiklerine yakalanmamak isteyen bir dizi orta gücün çok kutupluluk talebi artık kendisini açıkca gösteriyor.

İkinci gerçeklik ise ABD'nin müttefiklerini korumak için askeri gücünü seferber etme konusunda giderek daha isteksiz hale geldiği yönündeki genel fikirle ilgilidir.

Amerika'nın küresel rolünü yeniden düşünmek

Son gelişmelerin ardından Avrupa ülkeleri de dahil olmak üzere neredeyse tüm aktörler, küresel Amerikan hegemonyasının temellerini yeniden değerlendiriyor.

Bu aynı zamanda çok sayıda kendisini orta güç olarak tanımlayan ülkeye kendi jeopolitik repertuarlarını oluşturma fırsatı sunuyor.

Trump yönetiminin tutumu Avrupa başkentlerinde sarsıntı yaratırken, barış diplomasisi ya da arabuluculuk ise çok sayıda ülkenin radarına girmiş durumda.

Ancak Ukrayna görüşmelerine ev sahipliği yapma konusunda ciddi riskler var.

Birincisi, küresel güç mücadelesinin yapısındaki değişiklik, yani ABD ve Çin arasındaki iki kutuplu rekabet ve kendi çıkarlarını güvence altına almak ve Washington-Pekin dinamiklerine yakalanmamak isteyen bir dizi orta gücün çok kutupluluk talebi.

İkinci gerçeklik ise ABD'nin müttefiklerini korumak için askeri gücünü seferber etme konusunda giderek daha isteksiz hale geldiği yönündeki genel kanı nedeni ile güve duygusunun giderek daha fazla yitirilmesi.

Örnek olarak; Suudi Arabistan için, Rusya ve Çin ile işlevsel ilişkilerine rağmen, ABD ile güvenlik ilişkisi her şeyden önemli olmaya devam ediyor. Ancak tek taraflı bir yaklaşımdan kaçındığı da net bir şekilde görülüyor.

Aynı stratejik yaklaşım, Trump'ın aracılık ettiği İbrahim Anlaşmalarının bir parçası olarak İsrail ile ilişkilerini normalleştiren az sayıdaki Arap devletinden biri olan ve İran ile işlevsel ilişkilerini sürdüren BAE için de geçerli.

İsrail-Filistin krizine ve İsrail-Hamas savaşına kalıcı çözümler getirmeye yardımcı olmaları için Suudi Arabistan ve BAE üzerinde devam eden baskılara rağmen, her ikisinin de çok kutuplu bir çerçevede güç kutupları olarak konumlarına ilişkin daha geniş ve uzun vadeli hedefleri var.

Arap Baharı deneyiminden ve daha yakın bir zamanda Suriye'deki Beşar Esad rejiminin iç dinamikler nedeni ile çöküşünden ders almış görünen rejimler bu nedenlerle temkinli davranırken, Avrupa ülkeleri ise artık ABD'nin olmadığı bir denklem üzerine geleceklerini şekillendirme eğilimi ile hareket ediyor.

Tartışma