Palet’te Kazasker Mustafa İzzet Efendi Nağmesi

Bilal Erdoğan’ın öncülük ettiği Özel Palet Türk Müziği İlkokulu, henüz ilkokul safhasında çocukların Türk Müziğiyle haşır neşir olmasını, müziğimizi zevk edinmesini ve bu alanda üretken nesiller yetişmesini amaçlıyor. 

1. resim

B. GENAR Türkiye Raporu Ocak Ayı kamuoyu yoklaması, Türkiye toplumunun yalnızca %45’lik bir bölümünün Türk Müziği dinlediğini ortaya koydu. Çeşitli yaş gruplarından ve farklı eğitim seviyelerine sahip kimseler, Türk müziğinin çeşitli formlarını dinlediğini beyan ediyor.

Toplumun en çok teveccüh ettiği müzik türü %34,3’lük oranla Türk Halk Müziği olurken, Sanat Müziği %12,4, Tasavvuf Müziği olarak da adlandırılan Tekke Müziği %2,5’lik dinleyici kitlesine sahip.

Tahminlerimizden yüksek, olması gerekenden daha düşük bir oran bu. Yahya Kemal’in “Kökü toprakta kalıp kendi kesilmiş ağaç” şeklinde tarif ettiği toplumumuz, köklerinden her geçen gün uzaklaşsa da müzikal zevki halen önemli oranda kültürümüzden beslenen nağmelere yönelmiş durumda. Bu durum, kültürümüzün dinamik öğelerinin müziğimizden hareketle yeniden diriltilebileceğine yönelik bir ümidin doğmasını sağlıyor. Buna mukabil, temel eğitim eksikliği sebebiyle toplumumuzun müziğimizle ilişkisi yüzeysel dinleyicilik seviyesinden öteye geçemiyor.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın çözüm üretmesi mümkün olmayan bir eğitim sorunu bu. Zira aileden ve toplumdan kazanılmayan zevk-i selim, öğretmenlik mesleğinin bizzat öğretmenler tarafından salt memuriyet olarak anlaşıldığı bir ortamda okulda kazanılamaz. Bu durumu dert edinenler, özellikle temel eğitim safhasında çocuklarımızın müziğimizle ünsiyetini geliştirecek adımlar atıyor.

Bilal Erdoğan'ın öncülük ettiği Özel Palet Türk Müziği İlkokulu, henüz ilkokul safhasında çocukların Türk Müziğiyle haşır neşir olmasını, müziğimizi zevk edinmesini ve bu alanda üretken nesiller yetişmesini amaçlıyor. Okulun Genel Koordinatörü Yüce Gümüş, Palet Türk Müziği Okulu projesini “Türk Müziği’ne iade-i itibar projesi” olarak tarif ediyor.

Henüz anaokulu çağındaki çocukların müzikal kabiliyetlerinin ölçülmesi ile sınırlı sayıda öğrencinin kabul edildiği okul, dar gelirli ailelerin de çocuklarını gönderebildikleri bir kurum. Kurum, çocukların en iyi şekilde müzikle haşır neşir olabildikleri bir altyapıya sahip ve temel motivasyonu kar etmek olan özel okullardan farklı olarak; yetenekli çocukları, ailelerinin gelir durumuna göre uygun fiyatlarla yahut tam burslu şekilde kabul ediyor.

Bugün Çamlıca’daki kampüste henüz ilkokul üçüncü sınıf seviyesindeki çocuklardan Abdülkadir Meraği ve Sadettin Kaynak şarkıları dinledik. Aynı yaş kuşağındaki sazendeler bizlere peşrevler, saz semaileri çaldı. Kazasker Mustafa İzzet Efendi sınıfıymış bu sınıfın adı. Kazasker hazretlerinin bestelerini de Ayasofya’daki hüsn-ü hat levhalarını da öğrenmişler. Her sınıf bir bestekarın ismini taşıyor. Mütehassis oldum doğrusu.

Bir yandan yaşı 45’i bulmuş bir adam olarak böyle imkanlara sahip olmadığımız çocukluk yıllarını düşündüm diğer yandan evladımız mesabesindeki çocukların Türk Müziğinin İcrası hiç de kolay olmayan eserlerine vukufiyetini gördüm ve mutlu oldum. Teknofest kuşağı elbette farklı ümitler sunuyor bizlere, fakat kültürümüzle haşır neşir olduğunu görmek bu yaştaki yavruların bir başka mutluluk veriyor.

Okulu gezerken hepimizin rikkatine en çok dokunan şeylerden birisi de merhum Doktor Alaeddin Yavaşça’nın eşi Ayten hanımı çocuklarla bir arada görmek oldu. Ayten hanım mütemadiyen okulda bulunuyor, merhum hocanın eserleri hakkında çalışmalar yürütüyor, çocuklarla haşır neşir oluyor, onların müzikal çalışmalarına en iyi bilen bir kimse olarak yön veriyor.

Bütün bunlar bir yana Cumhuriyet dönemi Türk müziğimizin en önemli isimlerinden biri olan hocamızın mirasını çocuklara aktarıyor, onlara dua ediyor. Büyük şey doğrusu. Çocukların büyük görmeden büyüdükleri bir ortamda dünün zenginliklerinin varisi bir hanım anneyi okul koridorlarında kendileriyle bir arada görmek ne büyük devlet.

İyi ve kötü haberi bir arada vereyim, torpil-iltimas işlemiyor okula girerken, gücünüz paraya yetmiyor. Yegane kriter çocuğunuzun müzikal kabiliyeti. İnsan ister istemez soruyor “böyle bir şey bir özel okulda değil de devlet okullarında hayata geçirilemez miydi?” diye. Acı cevabı gerçi hepimiz biliyoruz, lakin konu açılmışken kendi aramızda da konuştuk. Hangi kadroyla, kimlerle yapacaksınız?

Böyle bir projeyi hayata geçirmek için gerçekten idealist, mesleğine aşık, aynı zamanda Türk kültürünü ve müziğini içselleştirmiş hocalara ihtiyaç var. Bir avuç zaten, hepi topu bir avuç!

Palet projesinin başarısı, bu bir avuç kimsenin bir kısmını bir araya getirmesinde saklı. Temennimiz, bu tarz projelerin, ticari kaygılardan uzak, kültürümüze hizmet motivasyonu taşıyan çalışmaların sayısının artması. Umarız, başarıyı giriş sınav puanlarıyla ölçen ticarethanelerin yerini bu gibi kurumlar alır, taba renkli ye’simiz yerini yemyeşil ümitlere terk eder.

Tartışma