Arab News: Ateşkesin ardından Gazze'yi neler bekliyor?

Ateşkesin ardından Gazze'yi neler bekliyor? Anlaşmayı rayından çıkarmak için hiçbir fırsatı kaçırmayan Netanyahu durdurulabilecek mi?

1. resim

Suudi Arabistan merkezli yayın organlarından Arab News'de, imzalanan ateşkes anlaşmasının ardından, Gazze'nin geleceğine dair olası seçeneklerin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.

466 gün boyunca devam eden soykırım savaşında, İsrail'e on milyarlarca dolar değerinde silah sağlamasının ABD'yi katliamın suç ortağı haline getirdiğine dikkat çekilen analizde, anlaşmayı rayından çıkarmak için hiçbir fırsatı kaçırmayan Netanyahu'nun ise kendini köşeye sıkışmış durumda bulduğu tespiti yapıldı.

Analizde ayrıca; İsrail'in savaş suçlarının ve Gazze'nin geleceğindeki yönetim yapısının nasıl şekilleneceğine dair öngörülere yer verildi.

İşte Arab News'de yayınlanan analiz:

İsrail ile Hamas arasında uzun zamandır beklenen ateşkes anlaşması imzalandı.

Aylar süren sonuçsuz müzakerelerin ardından iki taraf, kan dökülmesine son verecek, İsrailli esirlerin ve Filistinli mahkûmların serbest bırakılmasını sağlayacak ve İsrail'in savaşın harap ettiği Gazze'den kademeli olarak çekilmesini sağlayacak çok aşamalı bir anlaşmaya ulaştı.

ABD'nin seçilmiş Başkanı Donald Trump'ın devreye girdiği ve 20 Ocak'taki yemin töreninden önce bir anlaşmayı kabul etmesi için İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'ya baskı yaptığı açık.

Dışişleri Bakanı Antony Blinken ise Salı günü savaş sonrası Gazze vizyonunu açıklarken, kendi dış politika başarılarından bahseden Biden, “cehennemi yaşayan” Gazze halkının kötü durumundan bahsetti ve Filistinlilerin kendi kaderlerini tayin etme hakkının olduğunu belirtti.

Biden aynı şeyi aylar önce yapabilecekken Trump'ın tüm tarafları bir anlaşmayı kabul etmeye zorlayabilmesi ve böylece her iki tarafta da pek çok masum insanın hayatını kurtarması ironik ve üzücüdür.

Biden ve Blinken'ın Netanyahu ve aşırı sağcı koalisyonunun modern zamanların en kötü soykırımını gerçekleştirmesine izin vermeleri ve tüm bunları yaparken İsrail'e on milyarlarca dolar değerinde silah sağlamaları, ABD'yi Gazze katliamının suç ortağı haline getiren silinmez bir lekedir.

Trump yüksek ihtimalle, 21. yüzyılda sivillere karşı yürütülen en korkunç savaşa son verdiği için övgü alacak.

Aylar önce varılabilecek bir anlaşmayı rayından çıkarmak için hiçbir fırsatı kaçırmayan Netanyahu ise kendini köşeye sıkışmış durumda buldu.

Netanyahu; ne “tam bir zafer” olarak adlandırdığını duruma ulaşabildi ne de Hamas'ı yok edebildi.

Anlaşma uyarınca İsrail ordusu ilk aşamada Gazze'deki kilit mevzilerden çekilecek ve ateşkes anlaşmasının son aşamasında ise tamamen geri çekilecek.

Diğer yandan savaşın sona ermesi, İsrail'de siyasi bir krizi tetikleyecektir. Nitekim Netanyahu'nun aşırı sağcı ortakları koalisyondan ayrılma tehdidinde bulunmaya başladı.

İsrail'de 7 Ekim 2023'te yaşanan olaylarla ilgili bağımsız bir soruşturma yapılması için baskı artacak. Netanyahu'nun yolsuzluk suçlamasıyla yargılanmasına devam edilecek ve Netanyahu'nun manevra kabiliyeti çok daha azalacak.

Esirler evlerine dönmeye başladığında ve dünya İsrail'in Gazze'de yarattığı kitlesel yıkımın boyutlarını ilk kez gördüğünde Netanyahu'nun siyasi olarak ayakta kalması pek mümkün görünmüyor.

“Ertesi gün” senaryosuna gelince, Blinken'in Arapların da katılımıyla Filistin Yönetimi'nin reformdan geçirilmesi vizyonu, Trump ekibinin olaylara nasıl baktığına bağlı olacaktır.

Hamas Gazze'deki liderlik yapısında ve askeri gücünde önemli kayıplar yaşamış olsa da siyasi bir güç olarak ayakta kalmayı başardı. Gelecekte Gazze'de nasıl bir rol oynayacağı Trump'ın Beyaz Saray'ına, İsrail'e ve bir ölçüde Filistin Yönetimi'ne bağlı.

Ayrıca Gazze halkının ne istediğine de bağlı. Onlar 7 Ekim 2023 olaylarının nihai bedelini ödediler ve kendi geleceklerini belirlemek onlara bağlı. Bunu yapmalarına izin verilmelidir.

Ateşkes anlaşması sonrası karşılaşılacak en büyük zorluklar insani yardımların geçişini kolaylaştırmak ve Gazze'deki savaş suçlarının belgelenmesini sağlamak olacaktır.

Ancak savaş tamamen sona erse bile dünya İsrail'in uluslararası hukuku ciddi şekilde ihlal ettiği gerçeğini göz ardı etmemelidir.

Bağımsız araştırmacıların ve yabancı gazetecilerin felakete uğramış Şeride girmelerine izin verilmelidir. İsrail'in son 15 ayda işlediği korkunç savaş suçlarını dünyaya rapor etmelidirler. Hesap verebilirlik Gazze'yi ilgilendiren her türlü kalıcı anlaşmanın temel taşı olmalıdır.

Bu arada İsrail'in ateşkes anlaşmasına olan bağlılığına da ihtiyatla yaklaşmak gerekiyor.

İsrail'in Lübnan'da Hizbullah ile yaptığı anlaşmayı yüzlerce kez ihlal ettiği iddia ediliyor. Aynı şey Gazze'de de olacak.

İsrail anlaşmayı bozmak ve Gazze'deki saldırılarını sürdürmek için bahaneler bulacaktır. Garantörler (ABD, Katar ve Mısır) savaşın kalıcı bir şekilde sona ermesini ve İsrail'in saldırılarına devam etmek için bir nedeni olmamasını sağlamalıdır.

Karmaşık iki konu ise Gazze'yi kimin yöneteceği ve yeniden inşanın ne zaman başlayacağıdır.

İlk olarak Trump, özellikle Batı Şeria ve Filistin Yönetimi'nin geleceğine ilişkin Orta Doğu politikasını henüz açıklamadı. Trump'ın Abraham Anlaşmaları ile başlattığı işi tamamlamaya istekli olduğu bildiriliyor.

İkinci olarak ise Filistin devleti ve kendi kaderini tayin hakkı konusundaki tutumunu netleştirmesi gerekiyor. Bunlar bölgeyi ve Filistin-İsrail çatışmasının geleceğini şekillendirecek konular. İsrail'in Gazze'ye yönelik 15 ayı aşkın süredir devam eden savaşı Filistin meselesini tasfiye etmeyi başaramadı.

Yıkıma, kadın ve çocukların, gazetecilerin, doktorların, sağlık görevlilerinin, akademisyenlerin ve yardım çalışanlarının hedef alınmasına rağmen, bugün dünya Filistinlilerin haklı davasının her zamankinden daha fazla farkında.

Bir de Filistinliler arası uzlaşı meselesi var. Filistin liderliği, uzlaşma ve birliğin, dünyanın ele alması ve düzeltmesi gereken haklı bir davanın siperi olduğu sonucuna varmalıdır.

46,000'den fazla ölümün ardından ki, savaş sona erdiğinde bu rakam iki katına çıkabilir, Filistinliler davalarını dünyaya anlatabilmek için aralarındaki farklılıkların üstesinden gelmeli ve ortak bir zemin bulmalıdır.

İsrail, Hamas saldırılarını kullanarak on binlerce masum insanın hayatına mal olan ve 2,3 milyondan fazla Filistinlinin yaşadığı Gazze'de akıl almaz bir yıkıma yol açan bir soykırım savaşınnı hesabını vermelidir.

Kaynaklar

Tartışma