Newsweek: Avrupa'nın Ukrayna'da sahaya inmekten başka seçeneği kalmadı!

Avrupa, Ukrayna'nın güvenliğini sağlamak için nasıl bir plan üzerinde çalışıyor? AB, sorumluluk alarak hayatta kalmaya mı çalışacak yoksa jeopolitik önemsizliğe mi gömülecek?

1. resim

ABD'nin önde gelen yayın organlarından Newsweek'de, Trump'ın gelişinin ardından ABD'nin değişen Ukrayna stratejisinin ve Avrupa ülkelerinin bu değişime karşı nasıl bir yol izlemesi gerektiğinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.

Avrupa'nın Trump'ın Ukrayna politikasının ardından, Ukrayna konusunda Batı Almanya modelinde olduğu gibi NATO müdahalesi olmaksızın Ukrayna'da güçlü bir hızlı tepki gücü konuşlandırması gerektiği belirtilen analizde, ikili güvenlik anlaşmaları ile Avrupa'nın sorumluluk alması gerektiği ifade edildi.

Analizde ayrıca; Avrupa'nın ya tüm riskleri göze alarak Ukrayna'da barışın sağlanmasında belirleyici bir rol üstlenmesi gerektiği ya da jeopolitik önemsizliğe gömüleceği tespiti yapıldı.

İşte Newsweek'de yayınlanan analiz:

ABD Başkanı Donald Trump'ın, söz verdiği üzere, göreve geldikten sonraki 24 saat içinde Ukrayna'daki savaşı sona erdirmeyi başaramamasıyla birlikte Avrupa derin ve kuşkusuz zor bir seçimle karşı karşıya kaldı.

Avrupa ya tüm riskleri göze alarak Ukrayna'da barışın sağlanmasında belirleyici bir rol üstlenecek ya da jeopolitik önemsizliğe gömülecek.

Neredeyse tüm taraflarca kabul edilen gerçek, Ukrayna'nın on binlerce insanın hayatına mal olan savaşı sona erdirmek için Rusya ile yapacağı herhangi bir anlaşmanı askeri güçle garanti altına alınması zorunluluğudur.

Trump en azından Ukrayna tarafında askeri olarak devreye girmeyeceğini gösterdi. Bu durumda Avrupa Birliği ve müttefikleri Ukrayna'yı kurtarabilecek siyasi iradeye sahip tek güç olarak kalıyor.

Nitekim bu görüşe katılan İngiltere Başbakanı Keir Starmer'da geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada;

“Ukrayna'da kalıcı bir barışın sağlanması için, Putin'in caydırılmasına bağlıdır.”

ifadelerini kullandı.

Avrupa için Ukrayna'da kalıcı barışa giden bir yol var mı?

Ukrayna, egemenliğini korumak ve Avrupa sınırlarında barışı sağlamak için Avrupa birliklerini (NATO bayrağı altında değil) topraklarına davet edebilir.

Bu daha önce de yapıldı ve bunun klasik örneği Soğuk Savaş sırasında ABD-İngiltere ve Fransa'nın Batı Berlin'de konuşlanmasıdır.

Böyle bir senaryo da, askerlerin ne barışı koruma misyonunda ne de tarafsız olmaları gerektiğinin altını çizmek gerekir.

Nitekim Ukrayna aslında, 2014-2022 yılları arasında AGİT Özel Gözlem Misyonu'na sahipti ve bu misyonun temel amacı Ukrayna'daki güvenlik durumunu tarafsız ve objektif bir şekilde gözlemlemek ve raporlamaktı.

Bu gücün caydırıcılık sağlaması amaçlanmamıştı ve Rusya 2022'de tam ölçekli işgalini başlatmadan önce bile Donetsk ve Luhansk bölgelerindeki birliklerini muhafaza etti.

Avrupa, siyasi iradeyi ortaya koyduğu sürece, Batı Almanya modelinde olduğu gibi, ikili güvenlik anlaşmaları ile NATO müdahalesi olmaksızın Ukrayna'da güçlü bir hızlı tepki gücü konuşlandırabilir.

Starmer'ın barış anlaşmasının bir parçası olarak güvenliği sağlamaya yardımcı olmak üzere İngiliz birliklerini sahaya sürmeye “hazır ve istekli” olduğunu açıklaması da buna bir işarettir.

Ukrayna'yı korumak aynı zamanda AB'nin savunma konusunda ciddi olduğu sinyalini verecek ve kararsız ABD'ye AB'nin yetenekli bir ortak olduğunu gösterecektir.

Sonuç

Avrupa geçmişteki hatalarından ders almaya çalışıyor gibi görünüyor.

Zira; sağlam güvenlik garantileri olmadan kırılgan bir barış tesis etmek, Avrupalıların, özellikle de Baltık ülkelerinin halklarının ilk savaşanlar olacağı gelecekteki bir savaş için sadece bir reçete olacaktır.

Ukraynalılar savaşmayı seçtiler çünkü bunun alternatifi bir ulus olarak var olmaktan vazgeçmekti ve nihai bedeli hayatlarıyla ödüyorlar.

Avrupa artık Rusya'nın yarattığı varoluşsal tehdidin farkına varmalı ve barışı garanti altına almak için risk almalıdır.

Aksi takdirde ise Avrupa Birliği harekete geçmeyerek, kendisi ve değerleri için savaşmayı reddettiği için başarısız olan bir blok olarak anılma riskiyle karşı karşıya kalacaktır.

Kaynaklar

Tartışma