Politico: Avrupa Ukrayna krizini nasıl aşacak?

ABD-Ukrayna krizi sonrası düzenlenen Londra'daki kritik zirvede neler yaşandı? Avrupa ülkeleri, Ukrayna krizini nasıl aşmayı planlıyor?

1. resim

Brüksel merkezli yayın organlarından Politico'da, Avrupa Devletleri'nin Londra'da gerçekleştirdikleri zirvenin ayrıntılarının ve zirvenin hem Ukrayna krizine hem de AB ve ABD arasındaki ilişkilerin geleceğine olası etkilerinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.

Londra'da yapılan üst düzey diplomasinin Perşembe günü Brüksel'de yapılacak liderler zirvesi öncesinde bir altyapı çalışması olduğuna dikkat çekilen analizde, Avrupalı liderlerlerin özellikle askeri harcamalar konusunda hala önemli sorularla karşı karşıya olduğu tespiti yapıldı.

Analizde ayrıca; Avrupa Birliği ve ABD arasındaki krizin ve Ukrayna'daki barışın geleceğine dair zirvede yapılan planlara dair ayrıntılara yer verildi.

İşte Politico'da yayınlanan analiz:

Avrupa, Londra'da çok sayıda vaat ama çok az somut yanıtın verildiği bir zirvenin ardından, güvenliğinin geleceği açısından çok önemli bir haftaya giriyor.

Aralarında Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy'nin de bulunduğu ancak ABD Başkanı Donald Trump'ın yer almadığı bir grup dünya lideri İngiltere'nin başkentinde tarihi bir görüşme gerçekleştirdi.

Görüşmeleri yakından izleyen bir Avrupalı diplomata göre; geçtiğimiz Cuma günü Washington'da Trump ve Zelenskiy arasında gerçekleşen şok sahnelerin ardından, kıtanın kolektif güvenliği konusunda bir aciliyet duygusu vardı.

Bu toplantı, Trump'ın Beyaz Saray'da Zelenskiy'e yönelik saldırısına adeta bir göndermeydi ve Avrupalı liderler ABD'ye net bir mesaj vermeye çalıştı.

Hatta AB dış politika şefi Kaja Kallas, Amerika'nın artık “özgür dünyaya” liderlik etmediğini öne sürdü.

İngiltere Başbakanı Keir Starmer da yaptığı açıklamada, Ukrayna'yı Rus yayılmacılığından koruma konusunda bundan böyle Avrupa'nın “elini taşın altına koyması gerektiğini” söyleyerek Amerika'nın dünya sahnesindeki varlığının azaldığı gerçeğine işaret etti.

Ayrıca Starmer kendisini “köprü” olarak görüyor ve İngiltere, Fransa ve Ukrayna ile birlikte bir barış planı hazırlayarak önümüzdeki günlerde Trump'a sunacak.

Muhtemel plan, Starmer'in 2003 yılında Irak'ı işgal eden ABD liderliğindeki ülkeler grubu gibi bir “istekliler koalisyonu” oluşturmak ve İngiltere-Fransa liderliğindeki bir barış gücünü içerecek.

Ayrıca Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un da havada, denizde ve enerji altyapısında geçerli olacak bir aylık bir ateşkes fikrini ortaya attığı belirtiliyor.

Bu koalisyonda başka kimlerin yer alacağı ise hala belirsizliğini koruyor.

Zirvede kapalı kapılar ardında “bir dizi” ülkenin barış gücüne imza attığını söyleyen Starmer, bu gücün çalışması için ABD'nin desteğine ihtiyaç olduğunu da sözlerine ekledi. Ancak Starmer, hangi hükümetlerin taahhütte bulunduğunu söylemekten kaçındı.

Tüm gözler AB liderleri toplantısında

AB'nin 27 ulusal liderinin Perşembe günü Brüksel'de yapacakları toplantıda plana dair tüm ayrıntıların ortaya çıkması bekleniyor.

Diğer yandan zirvenin ardından Fransız Le Figaro gazetesine konuşan Macron, NATO ülkelerinden ordularına daha fazla yatırım yapmalarını talep etti.

Macron;

“Ruslar son üç yıldır GSYİH'lerinin yüzde 10'unu savunmaya harcıyor. GSYH'nin yüzde 3 ila 3,5'i gibi bir hedefle, bundan sonra ne olacağına hazırlanmamız gerekiyor.”

ifadelerini kullandı.

NATO'nun mevcut harcama hedefi gayrisafi yurtiçi hasılanın yıllık yüzde 2'si olarak kabul ediliyor. Ancak birçok Avrupa hükümeti bu hedefi bile gerçekleştiremiyor. Fransa ise yüzde 2.1'lik bir oranla sınırı kılpayı aşıyor.

İşte tüm bu açıklamalar ve gerçekler, Perşembe günkü toplantının kritik bir an olduğuna işaret ediyor.

Nitekim; adının açıklanmaması kaydıyla konuşan Avrupalı diplomat, savunma bütçeleri konusunda tarihi bir açıklama yapılmasının mümkün olduğunu söyledi.

Ancak başta Macaristan Başbakanı Victor Orban olmak üzere bazı liderlerin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i, Avrupa'yı ona karşı savunacak herhangi bir plandan daha fazla destekledikleri düşünüldüğünde bu kolay olmayacak.

Londra'daki zirveye katılan NATO şefi Mark Rutte bazı ülkelerin savunma harcamalarını “arttırma” sözü verdiğini söyledi ama yine de hangilerinin ve ne kadar arttıracakları konusunda ayrıntı vermek mümkün görünmüyor.

Konuşma değil icraat zamanı

Avrupa'nın savunma sanayi tabanı zaten sınırlı kapasiteye sahip ve bu da, savunma harcamalarındaki artışların gerçek sonuçlar vermesinin uzun zaman alacağı anlamına geliyor.

Ayrıca, Avrupalı liderlerin artan retoriklerinin ötesinde, detay eksikliği göze çarpıyor. En önemlisi de herhangi bir barış planının gerçekte neleri içereceği ya da Starmer ve Macron'un Beyaz Saray'dan nasıl destek alabilecekleri konusunda hiçbir ayrıntı yok.

İkinci bir Avrupalı diplomat ise Zelenskiy'nin Trump ile bir ilişki kurmanın ve geçen hafta tamamlanması beklenen ABD-Ukrayna mineral anlaşmasını imzalamanın bir yolunu bulması gerektiğini belirtti.

Diplomat mevcut durumun “İngiltere ve Fransa'nın liderlik etmesini içerdiğini” ancak “mantıken maden anlaşmasının ABD'ye ticari bir pay ve sahada fiziksel olarak ticari çıkarlar sağlayacağını ve böylece bir dereceye kadar koruma sağlayacağını” söyledi.

Ancak Putin'in nasıl yaklaşacağı konusunda da hiçbir fikir yok.

Kremlin Ukrayna'da bir NATO barış gücünün varlığını zaten reddetti. Putin'in müttefiklerinin Trump'ın Zelenskiy'e tavrı karşısında kutlamalar yaptıkları göz önüne alındığında, Rusya Devlet Başkanı Beyaz Saray öncülüğünde bir yaklaşımı bekleyebilir.

Kaynaklar

Tartışma