Politico: Atlantik ittifakının sonu mu geliyor?
Avrupa'ya düşman bir Rus başkan ile Avrupa'yı koruması beklenen bir Amerikan başkanı arasındaki ittifak dengeleri nasıl değiştirecek? Münih Güvenlik Konferansı sürece dair hangi mesajları verdi?
Brüksel merkezli yayın organlarından Politico'da, Almanya'da düzenlenen Münih Güvenlik Konferansı'nda yaşananların ve zirveden çıkan sonuçların değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Almanya'da gerçekleşen ve çok sayıda uzmana göre NATO ittifakının geleceğini şekillendirecek olan Münih Güvenlik Konferansı'nın Trump'ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşmenin gölgesinde gerçekleştiğine dikkat çekilen analizde, ABD'nin artık Avrupa'nın güvenlik garantörü olmayacağı yönündeki algıyı güçlendirdiği tespiti yapıldı.
Analizde ayrıca; zirvede yapılan açıklamalar ve ikili görüşmeler ışığında, NATO'nun geleceğine ve Avrupa'nın önümüzdeki dönemdeki güvenliğine dair uzman görüşlerine ve öngörülere yer verildi.
İşte Politico'da yayınlanan analiz:
Münih Güvenlik zirvesi için bir araya gelen Avrupalı yetkililer, Trump'ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı 90 dakikalık telefon görüşmesinin ve ABD Savunma Bakanı Peter Hegseth'in hafta ortasında Brüksel'de yaptığı açıklamaların etkisindeydi.
Eski Litvanya Dışişleri Bakanı Gabrielius Landsbergis'e göre Hegseth'in en gözden kaçan ve tüyler ürpertici cümlesi, “ABD'nin artık Avrupa'nın güvenlik garantörü olmayacağı” yönündeki uyarısıydı.
Diğerleri gibi Landsbergis de bir dönemin sona erdiğini hissediyordu.
Landsbergi;
“Bu durum NATO'nun alacakaranlığının başlangıcı olabilir. Özellikle de bunu Washington'un yakında açıklayacağını düşündüğüm 20 bin ABD askerinin Avrupa'dan çekilmesiyle birleştirdiğinde daha da kritik hal alacak.”
değerlendirmesinde bulundu.
Nitekim bu sırada ABD Savunma Bakanı Hegseth Varşova'daydı ve askerlerin çekileceğinin haberini veriyor ve zaten yıpranmış olan Avrupalıları “şimdi yatırım yapma zamanı çünkü Amerika'nın varlığının sonsuza kadar süreceği varsayımında bulunamazsınız” uyarısında bulunuyordu.
ABD'de olduğu gibi, Trump yönetiminin dur durak bilmeyen, hızlı ve şok edici açıklamaları Avrupa'da da bunaltıcı ve kafa karıştırıcı bir döneme neden oldu. Muhalifleri ve eleştirmenleri şaşkına çevirerek onlara nefes almak ve yeniden yön bulmak için çok az zaman verdi.
Zirveye katılan ABD'li bürokratlar, endişeli Avrupa'ya biraz güvence vermeye çalıştılar ama pek başarılı olamadılar.
Chatham House uzmanlarından Keir Giles;
“Trump'ın Putin'e doğrudan yaklaşımı ve Savunma Bakanı Hegseth'in Brüksel'deki müttefiklerine ABD'nin daha görüşmeler başlamadan Rusya'nın bazı temel taleplerini kabul ettiğini bildirmesi, sadece Ukrayna için değil Avrupa'nın geleceği için de çifte darbe anlamına geliyor”
değerlendirmesinde bulundu.
Bu arada ABD Başkan Yardımcısı JD Vance ise burada yaptığı konuşmada Avrupalıları daha da şaşırttı.
JD Vance yaptığı konuşmada;
“Avrupa'ya karşı en çok endişe duyduğum tehdit Rusya değil. Çin değil, başka herhangi bir dış aktör de değil. Benim endişelendiğim şey içeriden gelen tehdittir”
ifadelerini kullandı.
Vance konuşması ve ikili görüşmeleri sırasında odadaki fili, yani Ukrayna savaşını neredeyse tamamen görmezden geldi.
Üç yıl önce Rusya'nın Ukrayna'yı işgali NATO'yu olduğundan daha önemli hale getirmiş gibi görünüyordu. Ancak zirvede, dünya bir bölünmenin başlangıcına şahit oldu.
Elbette Trump'ın ilk dönemindeki zirvelerde de “ABD Avrupa'ya karşı” havası vardı ama eski ulusal güvenlik ekibi dengeleri sağlamaya çalışıyordu ve bunu başarmıştı. Ancak bu defa sonuç farklı olacak gibi görünüyor.
Avrupa için ABD, istisnai bir ülke, sorunlu zamanlarda başvurulacak vazgeçilmez bir ülke olmaya devam ediyor.
Avrupa artık yalnız mı?
Avrupalı liderler şu anda yakındıkları durumdan kısmen sorumlular.
ABD başkanının ikinci döneminin neler getirebileceği konusunda yeterince uyarıda bulunmalarına rağmen kendi savunma harcamalarını ve transatlantik yükteki paylarını arttırma konusunda çok yavaş hareket ettiler.
Avrupalı liderler artık kesin olarak biliyor ki; Trump yönetimi dost değil. Daha da ötesi heran bir düşman olmasından korkuyorlar.
Şu anda Avrupa'yı yok etmek isteyen bir Rus başkan ile yine Avrupa'yı koruması beklenen Amerikan başkanı arasında bir ittifak var. Ve görünen o ki; Transatlantik ittifak artık sona erdi.