The Atlantic: Suudi Arabistan, Türkiye’den neden 100 adet KAAN almak istiyor?
Suudi Arabistan, Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın Vizyon 2030 hedefleri doğrultusunda, savunma ihtiyaçlarını ve teknolojik kapasitesini artırmak amacıyla 100 adet KAAN beşinci nesil savaş uçağı satın almayı planlıyor.
Bu hamle, Riyad’ın Batı askeri donanımına olan bağımlılığını azaltma ve yerel savunma sanayisini geliştirme hedefleriyle örtüşüyor.
KAAN: Türkiye’nin Geleceğe Yönelik Hava Gücü
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) tarafından geliştirilen KAAN savaş uçağı, Türkiye’nin yaşlanan F-16 filosunun yerini almak üzere tasarlandı. İlk uçuşunu Şubat 2024’te gerçekleştiren uçak, çoklu rol yetenekleri, düşük radar görünürlüğü sağlayan stealth tasarımı ve gelecekte altıncı nesil teknolojiyle yükseltilebilir yapısıyla dikkat çekiyor. KAAN’ın seri üretime 2028 yılında geçmesi planlanıyor.
Prof. Dr. Ali Bakir, KAAN’ın bölgesel hava gücü dengesindeki potansiyelini şu sözlerle ifade ediyor:
“KAAN projesi, altıncı nesil teknoloji entegrasyonu potansiyeli ile İngiltere, İtalya ve Japonya’nın Küresel Muharebe Hava Programı’ndan (GCAP) en az on yıl ileride ve Suudi Arabistan’ın zaman çizelgesine daha uygun bir çözüm sunuyor.”
Riyad’ın Batı’ya Yönelik Hayal Kırıklığı
Suudi Arabistan’ın KAAN’a olan ilgisi, özellikle Amerikan F-35 savaş uçaklarını satın alma girişimlerinden duyduğu hayal kırıklığından kaynaklanıyor. ABD Kongresi’nin, İsrail’in niteliksel askeri üstünlüğüne öncelik vererek Orta Doğu ülkelerine silah satışına sık sık kısıtlamalar getirmesi, Riyad’ın farklı alternatifler aramasına yol açtı.
Birleşik Arap Emirlikleri’nin F-35 programından “operasyonel kısıtlamalar” nedeniyle çekilmesi de Suudi Arabistan için caydırıcı bir örnek oldu. Bunun yerine, KAAN gibi projeler Riyad için daha uygulanabilir ve hızlı çözümler sunuyor.
Vizyon 2030 ile Uyumluluk ve Yerelleştirme Olanakları
KAAN projesi, Suudi Arabistan’ın Vizyon 2030 hedefleriyle doğrudan uyumlu. Bu hedefler, yabancı tedarikçilere bağımlılığı azaltmayı ve yerel savunma sanayisini geliştirmeyi içeriyor. Türkiye’nin teknoloji transferine ve üretim hattının bir kısmının Suudi Arabistan’da yerelleştirilmesine açık olması, Riyad için bu projeyi daha cazip hale getiriyor.
Savunma İşbirliğinde Yeni Dönem
Suudi Arabistan, geçtiğimiz yıl Türkiye’den Bayraktar AKINCI insansız hava araçlarını 3 milyar dolarlık bir anlaşmayla satın almıştı. Bu, Türkiye’nin bugüne kadarki en büyük savunma ihracatı olarak kayıtlara geçti. KAAN savaş uçaklarının da bu işbirliğini daha ileri bir seviyeye taşıması bekleniyor.
Türkiye için Suudi Arabistan yalnızca bir müşteri değil, aynı zamanda stratejik bir partner olarak görülüyor. Bu anlaşmadan elde edilecek finansman, KAAN üretimini hızlandırmanın yanı sıra birim başına maliyetleri düşürebilir. Ayrıca, Riyad’ın finansal katkıları, KAAN üretim hattının bir kısmının Suudi Arabistan’da kurulmasına olanak tanıyabilir.
Zorluklar ve Gelecek Beklentileri
Her ne kadar KAAN projesi umut vaat etse de, Suudi Arabistan’ın bu alımdaki nihai kararı henüz kesinleşmiş değil. Riyad’ın savunma alımlarına yönelik karar süreçleri genellikle uzun zaman alıyor ve jeopolitik gelişmelere bağlı olarak değişebiliyor.
Bununla birlikte, Riyad’ın gelişmiş savaş uçakları arayışı, bölgesel savunma duruşunu güçlendirme ve Orta Doğu güvenlik mimarisinde daha fazla söz sahibi olma isteğini açıkça ortaya koyuyor.