The National Interest: Avrupa kendisini savunamayacağı gerçekliği ile yüzleşmeli!
ABD ve Rusya arasındaki Ukrayna diplomasisi Avrupa için nasıl sonuçlar doğuracak? Avrupa, Ukrayna'nın ve kıtanın savunmasını ABD olmadan gerçekleştirebilir mi?
ABD'nin önde gelen yayın organlarından The National Interest'de, AB ve Rusya arasında devam eden Ukrayna görüşmelerinin ve Ukrayna savaşının geleceğinin Avrupa kıtasını nasıl etkileyeceğine dair değerlendirmelerin yapıldığı bir analiz yayınlandı.
ABD Başkanı Donald Trump'ın, Batı'nın Ukrayna'ya yönelik mevcut destek yaklaşımını tamamen paramparça ettiğine dikakt çekilen analizde, Avrupa kıtası ülkelerinin ise ABD'nin olmadığı bir denklemde gerek Ukrayna'yı gerekse de kıtayı tek başına savunamayacakları gerçeği ile yüzleşmek zorunda oldukları belirtildi.
Analizde ayrıca; Trump, Vance, Hegseth ve Kellog'un açıklamaları üzerinden Avrupa ülkelerinin nasıl bir yol izlemesi gerektiğine dair değerlendirmelere yer verildi.
İşte The National Interest'de yayınlanan analiz:
Avrupa'nın zayıflığı hiç bu kadar açık bir şekilde sergilenmemişti. ABD Başkanı Donald Trump, Batı'nın Ukrayna'ya yönelik mevcut destek yaklaşımını paramparça etti ve Amerika, NATO'yu Ukrayna'ya doğru genişletmek için on dokuz yıldır sürdürdüğü oldukça maliyetli hedeften resmen vazgeçirdi.
Amerika Birleşik Devletleri ne Ukrayna'ya asker gönderecek ne de orada konuşlandırılan Batılı “barış gücü” askerlerine 5. Maddeyi uygulayacak.
Avrupa'nın yeniden düşünme zamanı
Avrupa'nın şimdi Ukrayna'yı savunma ve yeniden inşa etme faturasını üstlenmesi beklenirken Amerika, Ukrayna'nın nadir toprak minerallerinin mülkiyetini kendisine veren bir anlaşma ile savaş için harcadığı 185 milyar doların bir kısmını telafi etmeye çalışıyor.
Trump'ın Ukrayna ve Rusya Özel Temsilcisi Keith Kellogg'a göre, Amerika'nın savaşı sona erdirmek için yapacağı anlaşmada Avrupa'nın belirleyici bir söz hakkı olmayacak.
Nitekim; Münih Güvenlik Konferansı'nın hemen ardından Paris'te düzenlenen acil zirvede Avrupalı liderler kendi aralarında yeni bir ortak tutum üzerinde anlaşamadılar.
Avrupa'nın Ukrayna yanlısı yorumcuları için bu bir kabustan başka bir şey değil. Avrupalı liderlerin çoğu gibi onlar da üç yıl boyunca Batı'nın Ukrayna'da Rusya'yı yenemeyeceğine dair her işareti görmezden geldiler ya da açıkça reddettiler. Her fırsatta, Rusya'yı zayıflatmak için “bir kez daha” tırmandırma ruletini çevirmek istediler.
Ancak artık gerçeği görmeleri gerekiyor.
Ukrayna'nın askeri gerilemesine ilişkin kanıtları sistematik olarak görmezden geldiler ve hala daha fazla destek çağrısında bulunuyorlar. Ukrayna'ya verdikleri destek bir zamanlar “Ne kadar sürerse sürsün Ukrayna'nın yanındayız” cümlesiyle özetleniyordu.
2024'te bu ifade “Ukrayna NATO'ya giden geri dönülmez bir yolda ilerliyor ve onları mümkün olan en güçlü müzakere pozisyonuna getirmeliyiz” şekline dönüştü.
Şimdi, 2025'te, üçüncü bir versiyon var. O da; “Ukrayna olmadan Ukrayna konusunda müzakere olmaz” ve ‘güç yoluyla barış’.
Bu yeni slogan ne anlama geliyor?
Polonya Dışişleri Bakanı Radoslaw Sikorski çatışmayı bir on yıl daha devam edebilecek “klasik bir sömürge savaşı” olarak nitelendiriyor.
Avrupa'nın sertlik yanlıları, Rusya kazanmadığı sürece Ukrayna'nın Suriye tarzı bir başarısız devlete dönüşmesini izlemeye oldukça hazır. Ancak Putin'i durdurmaya yönelik kaygı, Rusya'yı zayıflatmak ve kontrol altına almak gibi daha büyük bir amaç uğruna feda edilecek olan Ukrayna halkı konusunda planları yok.
Sertlik yanlıları gerçek bir kabus senaryosu öneriyor ve Trump'ın ifadesi ile Avrupa'nın “kazanamayacağı bir savaşı uzatıyor”.
NATO Genel Sekreteri Mark Rutte ve Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, Avrupa'nın Rusya'dan on kat daha büyük olan GSYİH'sinin hızla etkili ve konuşlandırılabilir bir askeri güce dönüştürülebileceğini ima ederek savunma harcamalarında hızlı bir yükseliş çağrısında bulunuyorlar.
Ancak bu, sahadaki temel gerçekleri göz ardı diyor gibi görünüyor.
Çünkü sahadan gelen raporlara göre; özellikle ABD'nin yardımlarını azaltmasının ardından güç dengesi Rusya'nın lehine dönmüş durumda.
Litvanya Savunma Bakanı Rus ordusunun Şubat 2022'dekinden üç kat daha büyük olduğunu itiraf ediyor. Zelensky, Rus ordusunun 150.000 kişi daha artmak üzere olduğunu bildiriyor ve bu arada Avrupa, durumu kurtarmak için savunma üretimini artırmak için bir plan üzerinde uzlaşamıyor.
Bağımsız raporlar, Avrupa'nın önde gelen ordularının sadece eğitimli asker değil, aynı zamanda silah ve teçhizat bakımından da yetersiz olduğunu ortaya koymuştur ki bunların büyük bir kısmı Ukrayna'ya hibe edilmiş durumda.
ABD desteği ya da liderliği olmadan bir Avrupa ordusu kurmak, on yıl sürecek eşi benzeri görülmemiş bir meydan okuma anlamına geliyor.
Batı, Rusya'yı izole etmek için silah sevkiyatından yaptırımlara ve diplomasiye kadar elinden geleni yaptı. Rusya'nın 2025 yılındaki ekonomik sorunlarının savaş çabalarını zayıflatacak kadar ciddi olmayacağına dair güçlü kanıtlar var. Yine de Avrupa'daki birçok etkili ses, savaşın neden devam etmesi gerektiğine dair aynı eski mecazları tekrarlayıp duruyor.
Bunlardan ilki, “Ukrayna hala savaşabilir” gerekçesiyle savaşı sürdürmek için bir argüman olarak kullanılan Rus kayıpları ile ilgili. Ancak bu arada, Ukrayna'nın kayıpları konusunda sessizlik hüküm sürüyor.
Avrupalı sertlik yanlıları Ukrayna'nın insan gücü sorununun derinliğini kabul etmek istemiyor. On sekiz ila yirmi dört yaşındaki erkekleri seferber etme çabalarında başarısız olurlarsa, cepheleri tutamayacaklar.
ABD-Rusya diplomasisi haberleri göz önüne alındığında, çok sayıda gencin yakında bitebilecek bir savaşta ölmek için kaydolmasını bekleyebilir miyiz?
İkincisi ise; Rusya'ya hiçbir koşulda güvenilemeyeceğidir. Rusya'nın “yatıştırılması” onun emperyal yayılmasını cesaretlendirecektir.
Sonuç
Avrupa'nın vergi mükelleflerinden, kemer sıkma ve durgunluk içinde acı çekerken faturayı ödemeleri isteniyor.
Savunma caydırıcılığı oluşturmak bir gereklilik olmakla birlikte, AB'nin en büyük başarısının kıtaya seksen yıllık barış ve refah getirmesi olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle bundan sonra da hedef, bu durumun değişmemesi olmalıdır.
Savaş ne kadar çabuk sona ererse, vergi mükelleflerinin parası da Ukrayna'nın yeniden inşası ve AB'ye entegrasyonu için o kadar çabuk harcanabilir.
Müzakereler söz konusu olduğunda, Avrupalı liderler dünyanın nasıl olmasını istediklerini değil, nasıl olduğunu konuşmaya başlamalıdır.
Trump, Hegsethi Vance ve Kellog'un açıklamaları yutulması zor acı haplar olabilir. Ancak Avrupa için bu, gecikmiş ve gerekli bir reçetedir.