The Spectator: Avrupa Rusya'ya karşı kendi ayakları üzerinde durabilir mi?
Trump “ipleri kesti” ve Avrupa kıtasını konfor alanından çıkardı. Avrupa Rusya'ya karşı kendi ayakları üzerinde durabilir mi?
ABD'nin önde gelen yayın organlarından The Spectator'de, Avrupa'nın ABD'nin güvenlik desteğine artık güvenemeyecek olma ihtimalinin olası sonuçlarının değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
ABD'nin güvenlik desteğine artık güvenemeyecek olma ihtimalinin, Avrupalıları konfor alanlarının dışına itebileceği tespiti yapılan analizde, Avrupalı liderlerin ABD tarafından Ukrayna'nın geleceği konusunda Rusya ile yapılacak görüşmelere davet edilmedikleri için öfkeli oldukları belirtildi.
Analizde ayrıca; Avrupa'nın askeri 'ağırlığı' konusunda da çarpıcı örneklere yer verildi.
İşte The Spectator'de yayınlanan analiz:
NATO'nun eski genel sekreter yardımcısı Stefanie Babst'a göre ABD artık Avrupa'nın 'müttefiki' değil.
İttifakın eski genel sekreter yardımcısı Stefanie Babst Times Radio'ya verdiği mülakatta Başkan Trump'ın 'taraf değiştirdiğini' ve ABD'yi 'savaş suçlusu' Vladimir Putin liderliğindeki Rusya'nın yanında hizaladığını iddia etti.
Stefanie Babst yaptığı açıklamada;
“Trump yönetiminin NATO'ya, Atlantik ötesi ittifaka daha fazla bağlı kalmaya hazır olduğunu sanmıyorum. Avrupa'nın güvenliği de Trump'ın umurunda değil”
değerlendirmesinde bulundu.
Nitekim ABD'nin güvenlik desteğine artık güvenemeyecek olma ihtimali, Avrupalıları konfor alanlarının dışına itebilir ve savunmaya ciddi yatırım yapmalarını sağlayabilir.
Avrupa'da işler karıştı ve Avrupa'nın buna yanıtı, Ukrayna'daki savaşı görüşmek üzere Paris'te alelacele düzenlenen bir zirve oldu.
ABD tarafından Ukrayna'nın geleceği konusunda Rusya ile yapılacak görüşmelere davet edilmedikleri için öfkeli olan Avrupalı liderler hala önemli olduklarını göstermek istiyorlar.
BBC'nin haberine göre Paris'te sadece 'askeri ağırlığı' olan Avrupa ülkeleri hazır bulundu. Yani İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, Polonya, İspanya ve Danimarka'nın yanı sıra AB Konseyi başkanı ve savunma ittifakı genel sekreteri zirveye katıldı.
Zirveye katılmayan AB ülkelerinden biri olan Macaristan ise zirveyi eleştirdi.
Dışişleri Bakanı Peter Szijjarto zirveyi;
“Hayal kırıklığına uğramış, savaş yanlısı ve Trump karşıtı Avrupalı liderlerin, Ukrayna'da bir barış anlaşmasını engellemek için bir araya gelmesi”
olarak tanımladı.
Avrupa'nın askeri 'ağırlığı' kaldı mı?
2013-2019 yılları arasında Almanya'nın Savunma Bakanı olan Ursula von der Leyen o kadar beceriksizdi ki, 2015 yılında askerlerinin makineli tüfekleri olmadığı için eğitim tatbikatlarında süpürge kullanmak zorunda kaldıkları ortaya çıktığında Almanya dünya çapında alay konusu olmuştu.
Von der Leyen'in altı yıllık başarısızlığının ödülü, 2019'da Avrupa'nın en güçlü siyasi pozisyonu olan Avrupa Komisyonu başkanlığına atanmak oldu.
AB'nin tek nükleer gücü olan Fransa, askeri harcamalara yıllarca yapılan yetersiz yatırımın bedelini ödüyor. 2023 yılında parlamentonun savunma komitesinin hazırladığı bir raporda 'Soğuk Savaş'ın sona ermesinden bu yana Fransız mühimmat stoklarındaki genel bozulmanın, Fransa'nın askeri hedefleri göz önüne alındığında artık savunulamaz olduğu' kaydedildi.
Geçen yıl Avam Kamarası savunma komitesi tarafından hazırlanan benzer bir raporda da İngiliz ordusunun sekiz haftadan daha uzun bir süre birebir savaşamayacak kadar 'içinin boşaltıldığı' belirtilmişti.
Avrupa'nın ABD nezdindeki itibarını yeniden kazanmaya başlaması için savunmaya daha fazla harcama yapması ve ateşkes sağlandıktan sonra Ukrayna'ya asker göndermesi gerekecektir.
Keir Starmer Daily Telegraph'ta yayınlanan yazısında;
“Avrupa kendi güvenliğinin gereklerini yerine getirmek için daha fazla adım atmalıdır. Bu konuda çok uzun süre konuştuk”
değerlendirmesinde bulundu.
Geçtiğimiz ay Almanya ve Fransa'dan da benzer taahhütler gelmişti.
Fransa Silahlı Kuvvetler Bakanı Sebastien Lecornu, Avrupa'nın yeniden silahlanma konusunda 'çok yavaş' davrandığını itiraf etmekle kalmadı, aynı zamanda harcanan paranın 'hangarları dolduracak silahlar almak ve bunları nasıl kullanacağını bilmemek için' boşa gittiğini söyledi.
Eylül 2017'de Macron Sorbonne'da 'Avrupa için Girişim' başlıklı bir konuşma yapmış ve NATO'nun beyin ölümünün gerçekleştiğini açıklamıştı. Maccron o konuşmasında dinleyicilerine ABD'nin Avrupa'dan 'kademeli ve kaçınılmaz bir kopuş' başlattığını söylemiş ve tedbir almaları gerektiğini açıklamıştı. Ancak Ukrayna savaşı sonrası bu planlar tamamen devre dışı kaldı.
Bu konuşmadaki çağrı, Macron'un konuşmasında özetlenen ve önümüzdeki yıllarda Avrupa için gerekli olduğunu düşündüğü 'egemenliğin altı anahtarından' biriydi.
Macron;
“Sadece Avrupa ile sınırlarımızı etkili bir şekilde koruyabilir, sığınma hakkı olanları düzgün bir şekilde kabul edebilir, onları gerçekten entegre edebilir ve aynı zamanda bu tür bir korumaya uygun olmayanları hızlı bir şekilde geri gönderebiliriz”
ifadelerini kullanmıştı.
Avrupa tüm bu konularda fena halde başarısız oldu ve ABD, Avrupa'nın müttefiki olmaya devam ediyor ama artık “babalık” yapmaya hazır değil.
Trump önlük iplerini kesti ve kıtayı konfor alanından çıkardı.