İsveç'in PKK ilişkisi gerçekten dezenformasyon mu?

Uzun süredir NATO üyesi olan Türkiye, Finlandiya ve İsveç'in üyelik hedeflerine itirazlarını dile getirerek, ülkeleri PKK ve onun Suriye kolu da dahil olmak üzere diğer terör gruplarını desteklemekle eleştirdi. Ann Linde'nin yanlış/çarptırılmış bilgi (dezenformasyon) dediği ilişkiyi 3 başlıkta inceledik.

1. resim
21.05.2022

İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde:

“İsveç ve PKK ile ilgili yayılan çokça dezenformasyon nedeniyle, İsveç Hükümeti'nin Türkiye’den sonra PKK'yi terör örgütü listesine alan ilk ülke olduğunu (1984) hatırlatmak isteriz. Bu pozisyonumuz değişmedi.”

Kararın Olof Palme hükümeti döneminde alındığını anımsatan Linde, Avrupa Birliği'nin de PKK'yı terör örgütü olarak kararını 2002'de takip ettiğini belirtti.

Dezenformasyon mu?

Türkiye'nin 40 yılı aşkın terör mücadelesinde, Türkiye, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği tarafından terör örgütü olarak listelenen PKK, kadın, çocuk ve bebek de dahil olmak üzere 40.000'den fazla insanın ölümünden sorumlu olmuştur. YPG ise PKK'nın Suriye koludur.

FETÖ ve ABD merkezli lideri Fetullah Gülen, Türkiye'de 15 Temmuz 2016'da 251 kişinin öldüğü ve 2.734 kişinin yaralandığı yenilgiye uğratılmış darbeyi organize etmekten sorumludur. FETÖ, asker, polis ve yargı başta olmak üzere Türk kurumlarının sızması yoluyla devleti devirmeye yönelik başarısız bir kampanya yürütmüştür.

1. İsveç Başbakanı Andersson'ın PYD ile ilişkisi

2021 yılında dönemin İsveç Başbakanı Stefan Löfven istifa ettiğinde, başbakanlık koltuğuna oturan yeni isim İsveç Sosyal Demokrat Partisi Başkanı Magdalena Andersson oldu. “Nasıl oldu?” sorusuna aradığımız yanıt bizi Andersson’un PYD ile sürdrüğü işbirliğine götürüyor.

İsveç Parlementosunda Andersson’un başbakanlığı oylandığında 174 vekil hayır derken 117 vekil evet demişti. Eğer “hayır” oyu 175 sayısına ulaşsaydı, bu Andersson’un güvenoyu alamadığı ve başbakan olamayacağı anlamına gelecekti.

Güvenoyu alabilmek, yani hayır oyunu 175’in altında tutabilmek, için Andersson bağımsız bir aday ile müzakere masasına oturdu.

Bu bağımsız aday Amineh Kakabaveh. Kendisi İran asıllı bir Kürt ve İsveç Parlementosundaki terör örgütü PKK/YPG destekçisi bir milletvekili. Kakabaveh, Andersson ile oturduğu müzakere masasında, “İsveç’in Suriye’deki Kürt yönetimiyle ilişkileri geliştirmesi” ve “ülkedeki YPG/PYD militanlarının terörist olarak görmemesi” şartını koştu.

Andersson, Kakabaveh’in verdiği “evet” oyuyla İsveç Başbakanlığı koltuğuna oturdu ve karşılığında PYD ile iş birliğini geliştirdiler.

> Amineh Kakabaveh: İsveç'te benim oyumla bir tarih yazıldı. Magdalena Andersson, İsveç'in ilk kadın Başbakanı oldu.

Andersson’un Başkanlık koltuğuna oturmasının hemen ardından bağımsız milletvekili Kakabahev, Sosyal Demokratlarına katıldı. Kakabahev’in

“Kuzeydoğu Suriye'deki özerk yönetimin demokrasi ve insan haklarına saygı konusundaki çalışmalarını desteklediğimiz için yapıyoruz. Rojava'da özerk yönetim Orta Doğu için önemlidir ve onları desteklemeye devam etmek istiyoruz. Savaştan sonra yeniden yapılanma önemlidir ve İsveç bunu desteklemelidir. Siyasi parti PYD, özerk yönetimde öncü bir role sahiptir ve meşru bir muhataptır.”

bildirisinin altında Sosyal Demokrat Partinin sekreteri Tobias Baudin'in de imzası bulunuyor.

Öte yandan, Andersson hükümetinin Dışişleri Bakanı Ann Linde iktidara geldiklerinden kısa bir süre sonra PKK/YPG'nin SDG adını kullanan elebaşlarından İlham Ahmed ile Stockholm'de görüştü. Görüşmenin ardından Linde açıklama yaptı:

“Kuzeydoğu Suriye'deki durum hakkında SDG'den İlham Ahmed ile yapılan samimi görüşmeyi takdirle karşılıyoruz. İsveç aktif bir ortak olmaya devam ediyor.”

Görüşmelerin ardından gelen haberler, İsveç'in PKK/YPG işgalindeki bölgeye 376 milyon dolarlık bir destekte bulunduğu yönündeydi.

İsveç’in Türkiye ile NATO’ya katılması hususundaki müzakerelerin sürdüğü bugünlerde Kakabaveh, İsveç resmi haber ajansı TT'ye açıklama yaptı:

“Eğer anlaşmaya uymazlarsa, ben de önemli oylamalarda desteğimi geri çekeceğim. Gelecek baharda yapılacak bütçe oylamasında hükümetin düşmesi için oy kullanacağım.”

2. İade edilmeyen teröristler

Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre, İsveç ve Finlandiya, ülkelerinde barınan FETÖ/PDY ile PKK üyesi toplamda 33 kişiyi Türkiye’ye iade etmedi.

Türkiye, Finlandiya’dan 6’sı FETÖ, 6’sı PKK olmak üzere terör örgütü bağlantılı toplam 12 kişinin, İsveç’ten de 10’u FETÖ, 11’i PKK olmak üzere toplam 21 kişinin iadesi için başvurmuştu. Ancak, iade taleplerinin hiçbirine olumlu yanıt verilmedi. İade taleplerinden 19’u reddedildi ve 5’i yanıtsız bırakıldı. Finlandiya ile 2 İsveç ile 7 devam eden iade talebi süreci ise devam ediyor.

Üstelik, bu kişiler arasında bulunan PKK terör örgütüne bağlı Mehmet Sıraç Bilgin, Aysel Alhan, Aziz Turan, Ragıp Zarakolu ve Halef Tak'a İsveç tarafından vatandaşlık hakkı verildi.

Yine İsveç, FETÖ ile ilişkileri bulunan Levent Kenez ve Yılmaz Ayten’in, FETÖ'nün sözde İngiltere temsilcisi Bülent Keneş'in yanı sıra FETÖ’nün sözde İsrail temsilcisi Harun Tokak’ın iade talebine ise yanıt vermedi.

3. İsveç yapımı silahlar PKK'nın elinde

AA'nın haberine göre, PKK terör örgütü, İsveç'in ürettiği AT4 roketlerini kullanıyor. 200 ila 1.000 metre menzile sahip AT4 roketleri hem ülke sınırları içinde hem de Türk kuvvetlerine yönelik saldırılarda sıklıkla boy gösterdi.

İsveç yapımı AT4 roketleri zırhlı araçları imha etmek için kullanılan hafif tanksavar silahlarından.  

18 Mayıs günü Türk kuvvetleri Pençe-Kilit Operasyonunda kuzey Irak'taki bir PKK sığınağından AT4 füzeleri ele geçirdi.

Benzer şekilde, güvenlik güçleri tarafından 2020 ve 2021'de Güneydoğu Hakkari ilinde çeşitli yerlerden yedi ayrı olayda 17 tane AT4 füzesi bulunmuştu. Keza, 2018 ve 2021 yılları arasında Kuzey Irak'ın Hakurk ve Avashin-Basyan da dahil olmak üzere farklı bölgelerinde gerçekleşen dört farklı olayda toplam 13 AT4 silahı keşfedilmişti.

Finlandiya ve İsveç'in üst düzey temsilcileri, katılım süreçlerini görüşmek üzere önümüzdeki günlerde Ankara'yı ziyaret edecekler.